İnsanoğlu yaratıldığı günden bu yana neden ve nasıl yaratılmış olduğunu öğrenmek istemiştir. , insanın kendi başına çözemeyeceği bu soruları cevaplandırırken daha nazil olan “ilk ayetiyle” [Alâk] yaratılış gerçeğini ortaya koymuş ve bütün asırları içine alan hitabıyla şöyle buyurmuştur:

“Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, Rabbin ki, insanı bir alâk’tan yarattı.” (Alâk1, 1-2)


Nurbaki’yi Takip et




“Alâk” kelimesi etimolojik yapısı itibariyle iki manaya gelmektedir. Bunlardan;

  • Birisi “durgun kan” veya “kan pıhtısı” şeklinde olup, biyolojik gerçeklerin henüz bilinmediği çağlarda, insanın nasıl yaratıldığı sorusuna cevap teşkil etmiştir.
  • Halbuki yaratılışın harikalar harikası sırrı “Alâk” kelimesinin asıl manasının altındadır ki, bu da “alâka, aşk, ilgi, yapışıp kalma” şeklindedir. Ve yaratılışa ait ayetlerde bu kelimenin kullanılmasındaki hikmet, çağımızda henüz yeni anlaşılmıştır.

Bilindiği gibi yumurta hücresinin meni hücresiyle birleşerek insanın ilk hücresini teşkil etmesi sırasında, yumurta hücresinin kendisinde eksik olan ve 250 milyon meni hücresinden sadece birisinde mevcut bulunan şifreyi 40 dakika içinde tamamlaması gerekmektedir.

Bu muhteşem senaryoda yumurta hücresi hangi biyolojik çareye başvurmalıdır ki, kendisinde bulunmayan 30 bine yakın genetik şifreyi tamamlayabilsin?

Hiçbir dişi…

Yüce Kitabımız Kuran ihtimaller hesabına göre gerçekleşmesi imkânsız görünen bu meseleyi şöyle tamamlar:

“Hiçbir dişi, Allah’ın izni olmadan gebe kalamaz.” (Fussilet, 47 2)

Yumurta ve meni hücresinin birleşmesi gerçekten de ilahi bir ilim ve irade olmadan imkânsızdır. Biz bu hâdiseyi değişik bir açıdan ele alarak, iki yüz elli milyon fincanla oynanan bir “yüzük oyunu”na benzetmiş ve bu fincanlardan sadece birinin altında saklı olan yüzüğün her seferinde tek bir fincanı kaldırmakla bulunması gibi bir imkânsızlık arz ettiğini belirtmiştik.

Ancak bu iki yüz elli milyonda bir ihtimal, Allah’ın izni ve “Alâk” kelimesinin asıl manası doğrultusunda gerçekleşir ve yumurta hücresi, etrafında dolaşan milyonlarca meni hücresinden sadece bir tanesine aşk derecesinde alâka duyar.

İşin enteresan tarafı, bu hücrenin iki yüz elli milyona yakın meni arasından eksik şifreyi tamamlayan tek olmasıdır.

Alâk kelimesinin karşılığı: Afinite

Yukarıdaki bilgilerin sadece bize ait bir yorum olduğu zannedilmemelidir. Zira genetik mühendislerinin, genetik şifreler üzerindeki araştırmaları eksik şifrelerin tamamlanmasında çok önemli bir gerçeği ortaya koymuş ve bu gerçek “moleküler afinite” ifadesiyle belirtilmiştir.

Batı kaynaklı afinite3 kelimesinin karşılığı Cenab-ı Hakk’ın Kurân’da buyurduğu alâk kelimesinin tam karşılığı olup “moleküllerin birbirine karşı duyduğu” özel bir alâka ve yakınlık hâlidir.

Yumurta hücresi eğer yanlış bir seçim yapar ve kendisinde bulunan şifreleri taşıyan bir meniye alâka duyarsa üç kulaklı veya iki başlı hilkat garibeleri meydana gelir.



Bu ilahi sırlar günümüzde bütün bütün ortaya çıkmasına ve Kuran’ın apaçık bir mucize olduğu anlaşılmasına rağmen, hâlâ imana gelmeyen veya ona karşı çıkanlar iki kafalı değil “kafasız hilkat garibeleredir.”

Hele hele Kurân hakkında bir şeyler bildikleri zannıyla rastgele ahkâm kesenlerin, en azından genetik ilmini, modern biyoloji ve çağımız astrofiziğini çok iyi bilmeleri gerekir.

Aksi takdirde bu şarlatanlar kâinatın en esrarlı kanunlarını (parite, beşinci boyut, karadelikler, kuasarlar, genişleyen kâinat v.s. …) net bir şekilde ortaya koyan Kur’ân karşısında kanserli bir hücre kadar bile olamayacaktır.


Kaynak: Dr. Haluk Nurbaki, Zafer Dergisi, Ocak 1995, Sayı: 217

Dipnot

  1. Ikra’bismi rabbikellezi halak. (1)” / “Halakal insane min alak. (2)↩︎
  2. “İleyhi yureddu ilmus saah, ve ma tahrucu min semeratinmin ekmamiha ve ma tahmilu min unsa ve la tedau illa bi ilmih, ve yevme yunadihim eyne şurekai kalu azennake ma minna min şehid.” [41. Fussilet suresi /47] ↩︎
  3. Antijenin tek bir determinantının, antikorun tek bir birleşme yanına (bir epitop bir paratop) olan birleşme ilgisine afinite denir. bkz. ↩︎