Resul-i Ekrem diyor ki ‘a şirk hariç bütün günahları, bayram sabahı alır, sildirir hepsini” diyor. Bu, ‘ın rahmetinin bir bitiş cereyanıdır. Hani böyle hafif hafif bir rüzgâr yahut bir cereyan gelip geçerken şöyle bir hızlıca vurur geçer… Tıpkı onun gibi Rahmet-i Ramazan, bayram günü sabahı bütün her şeyi alıp götürecektir. İnşallah biz de o ı götürülenler arasında oluruz.


Nurbaki’yi Takip et


Cenab-ı Hakk’ın rahmeti o kadar büyük ki… Yalnız “Bütün günahlarınızı alıp götürürüm şirk hariç” diyor! Hani putlar? “Hani ya Hubel, hani ya Lat, hani ya Uzza!” diyor. Hepimiz öyle putlar icat etmişiz ki, o kefere sınıfının asrısaadette kullandığı putlara taş çıkartıyoruz!



Hepimiz şahidiz ki şirk içindeyiz.

Kimimiz paraya tapıyoruz kimimiz mevkie tapıyoruz kimimiz menfaatlerin acayibine tapıyoruz. Peki, bunlara taparken, Ramazan boyunca yaptığımız ibadetlere karşı Cenab-ı Hakk’ın verdiği rahmet hepsini aldı götürdü mü? Boşa mı verdi Allah rahmetini? Çünkü hepimiz şahidiz ki şirk içindeyiz.

Şirk içinde olduğumuzun en basit tarifi; bir trafik kazasında arkadaşımız vefat etse “Keşke gelmeseydi ben ona söylemiştim, otomobille gitme dedim, falan gün çıkma dedim, gördün mü? Zaten şoför de şaşkının biriydi, gitti, kafasını vurdu, öldü!”

Bayram sabahı şirk putunu yıkın!

Ya! Demek ki o otomobile binmese ölmeyecekmiş öyle mi? Allah kitabında öyle demiyor. Bir olarak sen bunu nasıl inkâr edersin?

Bunu Müslüman olmayan söyleyebilir… “Ah günün birinde Allah’a iman nasip etsin, hatasından dönsün” der geçeriz de ama Müslüman olan bunu nasıl söyler? “Efendim falan adamın kurtulması imkânsızdı fakat Doktor Akif Efendi bir ameliyat yapmış, adamı kurtarmış!” Şirk yaptın şimdi. Yok böyle şey! Allah kerem etmiş.

İnsanoğlu şirk yapmış tarih boyu… Bakın Hz. Süleyman gelmiş diyelim ki Allah’ın birliğini anlatmış, Peygamber Süleyman dinini kurmuş. Aradan kısa bir süre sonra o zamanın insanları paraya, sağlıklarında bir hekime tapmaya başlamış…. Zengin adam da kuvvete tapmaya başlamış. Zaman içerisinde bu tapmalar gizli gizli seyretmiş.

Bir müddet sonra dayanamamış, bunları çamurdan put haline getirmiş! “Bu sağlık putu olsun, bu kuvvet putu olsun, bu kader putu olsun…” demiş, koymuş koymuş tapmış.

Evvela putlar şekillenmemişti, iç dünyasında tıpkı bizim gibi putlara tapıyordu da sonradan şekillendi. İşte kinler, düşmanlıklar, nefretler içimizde yaptığımız şirk putunun çamurdan yapılmış şeklidir.

Bayram Namazında tekbir çekiyoruz

“Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallah… Allahu Ekber, Allahu Ekber, velillahil hamd” diyoruz. Yalnız sen varsın, gözüm senden başka bir şey görmüyor. “Şirkleri bırakın gidin” diyor Allah.

Böyle büyük böyle muazzam böyle ekber böyle azim böyle subhan bir Allah’tır. Bunun bir uygulamasında Efendimiz caminin kapısından çıkarken Müslümanlara diyor ki;

“Unutmayın gönlünüzdeki kinler, intikamlar, düşmanlıklar, şirkten kalan birer bakiyedir.”



Çünkü müşrik olduğunuz an kin teşekkül eder, düşmanlık teşekkül eder.

Kızgınlığımız ne kadar sürecek?

Herhangi bir hadiseyi Cenab-ı Hak’tan bilen bir başkasına nasıl kızar? Bir an için kızar, elde değildir… Birisi gelip size tokadı vurursa… Elbette kolay değildir, siz de ona bir şey söylersiniz veya şöyle bir gönlünüz kabarır.

Hepimiz de bu nefsin enayiliğinin mahkumuyuz. Herhangi bir kimse bize kötülük yaptığı zaman, ters bir hareket gördüğümüz zaman bir an için kızacağız. Ne kadar sürecek bu kızmamız?

Efendimiz “Yirmi dört saati geçerse imanınız hastadır” diyor.

Hani askerlikte “Yirmi dört saatten evvel müracaat yoktur” hikayesi var ya… Şükür ki onu batıdan almadık! Doğrudan doğruya Hz. Ali’nin verdiği reçetedir. Yirmi dört saatte nefsimizin geriye dönmesi lazım. Aksi takdirde imanınız hastadır. [Zımnen] “Kızmayı bırakın da gidin bir iman doktoruna muayene olun” diyor, Hz. Ali. Yirmi dört saati geçmemişse kininiz, sıkıntınız… Nefsiniz hastadır, diyor.

Küs olan kalmayacak!

Bayram sabahı şirk putunu yıkın!

İşte! Resulullah Efendimiz “Kimlere kinlendiyseniz, kimlerden intikam peşindeyseniz gönlünüzde birer put var” diyor. Camiden çıkarken ashaba “O putları şirkten sonra diktiniz. Yıkın bakalım o putları!” diyor.

“Küs olan kalmayacak!” diyor. Küs olan kimse istemiyor… Kırgın da olmayacaksınız. Öyle yalandan, bugün bayram gidip de el sıkayım yok. İçinden putunu atacaksın.

“Aman Ya Rabbi! Ben bu adamcağıza da kinlendim, pek ayıp etmişim. Şimdi bayram ında ve Ramazan’ın yıkadığı gönüllerde anladım ki; her kin her nefret her düşmanlık, gönülde şirkten kalan bir hatıradır.”

Onun için Resulullah Efendimiz ashaba “Haydi bakalım! Şimdi bayramlaşın. Unutmayınız şirkten gayri günahlarınızı affedeceğim diyen Allah, şimdi sizden bekliyor… Şirk putlarını yıkın da affedilmiş olanlardan olunuz.”

Ama gönlünüzde putlar varken imam söylediği için müezzin söylediği için ne kadar tekbir getirirseniz getirin, yüreğinizi yıkamamış oluyorsunuz. Yüreğinizi putlarınızla beraber camiden çıkarırsanız ne yazık olur. Ramazan’ı da boşa harcadınız! Bayramı da boşa harcadınız, demektir.



Allah, Ramazan-ı Şerifin kutsallığını, mukaddesliğini, bayramda verdiği bahşişlerin sonsuzluğu ile tamamlıyor.


Bu yazı, Dr. Haluk Nurbaki’nin Yusuf Suresi Yorumu serisindeki Bayram Vaazından derlenmiştir.