Hz. Yakup‘un öyküdeki yerini, insan gönlünü temsil eden Hz. Yusuf‘un öyküdeki yerini tayin ettikten sonra şimdi kendi kendimizi yerine koyacağız. Bizim ruhumuz, yani bizim Yakup’umuz ve gönlümüz, bizim Yusuf’umuz nerede? Bunu arayıp bulacağız!
Dr. Haluk Nurbaki’nin Yusuf Suresi Yorumu cami vaazları serisinden bir bölüm.
Nurbaki’yi Takip et
Sure bunun için gönderilmiş. Yoksa Cenabıhak dört bin sene evvel Mısır’da geçmiş bir öyküyü anlatmak için bu sureyi göndermiş değil! Bunu da süre içerisinde müteaddit defalar vurguluyor. “Bu olayda araştırıcılar, bilmek isteyenler için çok büyük bir hikmet vardır” diyor. Ayrıca da suresinin başında “Bu bir süper öyküdür. Bunu öğrenirseniz insanı çözmüş olursunuz” demek istiyor, Cenabıhak. Ayrıca da yine surenin en başında “Kuran bir şifreler kitabıdır. Levh-i Mahfuz‘un Arapçaya şifrelenerek toparlanmış şeklidir” diyor.
“Elif, Lam, Ra” diye başladığı başlangıç kısmında; “Arapçaya şifrelenerek Lehv-i Mahfuz’un özetlenmesidir” diyor. O halde bu sureyi de okurken “Ey müminler! Lehv-i Mahfuz’un (yani kader sırrının, yaratılış sırrının) hikmetlerini burada bulacaksınız” dedi Hemen arkasından da “Ahsen-i kassas” dedi. Öykü kassas, kıssadan geliyor, demek. “Ahsen” de güzeller güzeli demek.
Acaba güzeller güzeli öykü ne demek?
Gösterim: https://www.youtube.com/watch?v=ErgpkV_ZrbE