Âyet-el Kürsî’nin mana dilinde lütfettiği mesajlar da fevkalade önemlidir. Maddede tevhidin sırrına verdiği açıklık, manada da çok değişik bir anlam sergilemektedir.
Nurbaki’yi Takip et
Âyet-el Kürsî’nin gönle verdiği mesajlar
Tevhit tanımında “Hû” esmasının zikri, gönle tevhit zikrini tanımlamaktadır. Gönül Allah‘ı sezdiği anda “Hû” diyerek, “Yalnız O vardır, başka bir şey yoktur!” diyerek mana boyutlarındaki her duyguyu her hevesi terk edecektir.
Mana bilimlerinde, gönülde Allah’tan gayrı her şeyi terk edebilme sırrı “Hu” (yalnız O) zikriyle sağlanmaktadır.
Onun için bir mümin Âyet-el Kürsî’yi okudukça gönül mekânındaki “Hû” görüntüyü, hayâli siler ve sonsuz boyutlarda Allah’ın “Hayy” ve “Kayyûm” sırrına teslim olur.
İlâhî dirilik nasıl doğar?
“Hayy” sırrı Ahlâk-ı Muhammedi’yi, “Kayyûm” sırrı ilâhî tecelliyi yansıtarak ilâhî aşkı doğurur.
Allah’a karşı “Hû” (yalnız O) diyebilmek ancak Ahlâk-ı Muhammedî marifetidir ve zuhur eder etmez dirilik başlar. Bu kez “Allah Hayy zikri“ başlar, bu bir anlamda Efendimizin emrettiği gibi bendeki dirilik “Hu” (ancak O) dur, anlamı taşır.
Hayy zikri!
Gönül mekanlar ötesindeki “Kayyûm” hikmetini “Hayy zikri” ile bulunca bir tarz aşk doğar ki artık gönül ilâhî fazların sonsuzluğu içinde, bir mana nabzı gibi Allah için atar, durur.
İşte Âyet-el Kürsî’nin lütfettiği ilâhî dirilik böyle doğar. Kur’an hikmetiyle dirilmiş bir gönül ise, Kur’an dinlemeden yaşayamaz.
Tevhit sırrını sürdürme
Gönlün ilâhî zikrindeki reçeteyi Âyet-el Kürsî’nin üçüncü cümlesi vermiştir. Kesinti ve duraklama olmadan, tevhidin sırrını sürdürme. Nitekim bu hikmeti Kur’an’ın net yorumcusu Hz. Fâtıma annemiz şöyle beyan etmiştir:
“Ya Rabbi! Bir göz kırpacak mühlet kadar bile beni bende bırakma.”
İnsan büyük alemdir
Enfüsi manada “Kürsî” hikmeti ise tamamen gönlü temsil etmektedir. Kürsîyi ilâhî, gönül tecellisiyle tüm evrenleri müstevidir [kapsayıcı]. Bu nedenle insan büyük âlemdir. İlahi tecelli gönle yansıyınca insan sonsuz evrenlerin sayısız mekanlarına kalbiyle yansır.
Gönülde ilâhî aşkı taşımak, hıfzetmek kalbe ağır gelmez çünkü ilâhî sevda boyutlara, âlemlere yansıyan en esrarlı kudrettir.
Allah’ın Âyet-el Kürsî’de makam sırrını “Kürsü” kelimesi ile açıklamasının büyük bir hikmeti gönüllerde ilâhî aşkın müthiş kudretini beyan içindir. İlahi aşk, Mustafa (arınma) sırrı ile “Kayyûm” sırrına ulaşmakla bulunur. Bu ise doğrudan doğruya Fahr-i Kâinat Efendimize has bir sanattır ve bir kul ancak Efendimizin himmetiyle, Ahlâk-ı Muhammedi sayesinde arınabilir.
Gizemli âlemler hikmeti
İşte Yüce Rabbimizin Âyet-el Kürsî sırrında bize gösterdiği gizemli âlemler hikmeti
- Gönül penceresinden evrenlere yansıma, Efendimize yönelen bir sevdanın ışığını, nurunu yakmaktadır.
Hak âşıkları Âyet-el Kürsîyi okuyarak gönüllerinde Efendimizin mana resmini niyaz ederler.
İçerik no: 5162
Kaynak: Dr. Haluk Nurbaki, Âyet-el Kürsî Yorumu, Syf.53-54