Fahr-i Kâinat Efendimizin ındaki en önemli unsurlardan biri de mahviyettir. Fahr-i Kâinat , hiçbir insanın içine sindiremediği kadar mahviyeti, yokluğu içine sindirmiştir.


Nurbaki’yi Takip et


Çeşitli hadisatta, bütün dünya tarihini tetkik ettiğimiz hiç kimse Cenabıhakk’ın verdiği mevkii, gücü terk ederek, onu kenardan seyretmemiştir. Fahr-i Kâinat Efendimiz bunu yapmıştır. İmzasının altına ‘ın Resulü” dedikten sonra, mutlaka baş kısmına “Allah’ın kulu” demiştir. Bu çok önemli bir hadisedir.



Her işini mutlaka kendisi görmüştür

Fahr-i Kâinat Efendimiz, hizmetine talipli birçok insan olmasına rağmen evde, camide, dışarıda her işini mutlaka kendisi görmüştür.

Biliyorsunuz, Medine’ye hicretten sonra Mescid-i Nebevinin yapılmasında bizzat çalışmıştır ki, o zaman Efendimiz 50 yaşın üzerindeydi. Fahr-i Kâinat Efendimizin bu tarz davranışı Ahlak-ı Muhammedî’nin çok önemli bir unsurudur. Çünkü Fahr-i Kâinat Efendimiz sadece peygamber değil, aynı zamanda Medine’nin devlet başkanıdır, Allah Resulü’dür, hepsinden önemlisi Allah sevgilisidir. Ama, bütün bunlara rağmen bir gibi yaşamış ve imzasıyla beraber, “Kul Muhammed” kelimesini kullanmıştır. Bu Efendimizin mahviyetinde çok önemli bir unsurdur.

9789757055006-PeygamberCizgisindeYasamak

Mutlaka mahviyet bulmalıyız

Eğer bir insanda ahlak unsurlarını tetkik etmeye çalışıyorsak, bu tetkik etmek istediğimiz hususiyetler içerisinde mutlaka mahviyeti bulmalıyız.

Fahr-i Kâinat Efendimizin ahlakına talip olup da mahviyet göstermeyen, gurur gösteren, “Her şeyi kendim yaptım kendim becerdim” diyen insanların ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur.

Bir insanın, Allah karşısında, kendi benliğini, diz çöktürerek, hırpalayarak rükûa ve secdeye vardırma arzusu…

  • Yani olmadıktan sonra, ahlak olmuyor.
  • Kendinde olanı paylaşmayınca ahlak olmuyor,
  • Mahviyet olmayınca da ahlak olmuyor.

Ahlak-ı Muhammedi teşekkül etmiyor. Çünkü Fahr-i Kâinat Efendimiz ahlakı tanımlarken, her yönüyle, her cihetiyle bize takdim etmiştir. Onu bir solgun acziyet gibi kabul etmemiştir.

Bilakis güçlülüğün, teşebbüsün ifadesi olarak görmüştür.

  • Savaşmak bir ahlak-ı Muhammedîdir.
  • Sabahtan akşama kadar, hatta geceleri çalışmak da bir ahlak-ı Muhammedi unsurudur.

Bunların yanında da namaz, infak, mahviyet gibi temelini Efendimizden alan bir insanlık karakter pırlantası vardır. Yani Efendimiz eline bir keski aleti alarak, insanlık pırlantasını öyle bir şekilde işlemiştir ki, bu şekil Allah’a “Evet, Benim istediğim kul, yarattığım mahlûkatın içerisinde özel bir yer vererek seçtiğim kul budur” dedirtecek güzelliktedir.

Müminlerin Ahlak-ı Muhammedi ile eğitilerek bir noktaya varabilmeleri, Allah rızasının ötesinde, hoşnutluğunun ve zevkinin en üst seviyesidir.

İçerik no: 3255




Alıntı: Peygamber Çizgisinde Yaşamak

Bu içeriğin kısa adresi: https://nurbaki.org/3255