9. âyette “Ölçüyü, tartıyı yerli yerince yapın, kendinize yontmayın.” diye ilâhi emir olduğu için üstteki âyetlerde terazi ile benzetmek istenmiş ama bir alâkası yok. Mizan ayrı bir olaydır; tartma, gram ayrı bir olaydır. Tabii hepsi de ölçü birimi olduğu için birbirlerine benzer görünür. Ne yazık ki bizim müfessir ve çeviri yazarlarımızda böyle bir kavram yok. Adam “Mizan ile vezin aynı kökten gelir.” diyor. Halbuki ilmî bir kelime aynı kökten geliyor diye birbirine benzetilmez. İlmî kelimeler standarttır, bir yere oturmuştur.
Dr. Haluk Nurbaki’nin Rahman Suresi Yorumu cami vaazları serisinden bir bölüm.
Nurbaki’yi Takip et
İşte bundan dolayıdır ki “ve-s-semâ’e rafe‛ahâ ve-vaḍa‛a’l-mîzân” diyor. Buradaki “mizan” ile şu aşağıdaki “vezin” (tartı, ölçü, ağırlık) birbirinden geliyor diye birbirine benzemez. Burada doğrudan doğruya “ölçü, tartı” demektir ama yukarıdaki mizan “fizik bağlılık” demektir.
O mizanı, havaya baktığın zaman nizama benzeyen, yavaş yavaş hareket eden, birisi önde birisi arkada duran bir hadise görürsün. O da bir mizandır ama vezin ile bildiğimiz, alelade “gram” ile alâkası yoktur. 9. âyetin bildirilmesindeki sebepler başka.
Şimdi 7 ile 8. âyetleri bu açıdan, evvela ayırt ederek, yani bunların “semâdaki tartı ile ölçmek olmadığını” bildirerek başlamak istedim.
Şimdi 7. âyetin ilk cümlesi, “Biz semâyı adım adım yücelttik.” demek, “Mesafe mesafe yücelttik.” demektir, çünkü burada “rafe’ahâ” yazıyor.
Bölümler:
- 00:00 / Yıldızlar nasıl secde eder?
- 05:52 / Mizan ve terazi ayrı olaydır
- 09:17 / Bir defterin sayfaları gibi açtık kainatı!
- 15:21 / Her gök katında ayrı bir yasa hüküm sürüyor
Gösterim: https://www.youtube.com/watch?v=KC-dS-Ez0LY