Bugün biliyoruz ki uzayda öyle mıntıkalar var ki oradaki ağırlık ölçüleri, oradaki mesafe ile ağırlık arasındaki hareket prensipleri buradaki gibi değil. Orada başka yasalar var. Oradaki yasaların ayrı olması, Sûre-i Rahmân’ın çok önemli olan bu âyetinde bize Allah tarafından on dört asır evvel bildirilmiş. Diyor ki: “Ben semâyı kat kat yücelikler halinde yarattım ve oraya, her bir katına intikal eden bir hadisede ona bir terfi verdim, ona bir makam verdim, en sonunda da o makama mahsus, her birisi için özel yasa koydum, kanun koydum, koydum.”

Dr. Haluk Nurbaki’nin Rahman Suresi Yorumu cami vaazları serisinden bir bölüm.


Nurbaki’yi Takip et


Bu âyetin ilmî yorumu fevkalade önemlidir. Şimdi bu ilmî yorumun yanında başka bir [bu âyetin enfüsî mânâsında, yani içimize verdiği mesajda ayrı bir] hikmet vardır. “Ben semâlara ayrı ayrı makamlar, terfiler, kıymetler, dereceler takdim ettim, her birisine ayrı nizam yarattım.” dediği zaman, bunun enfüsî manasındaki ve kavramında hususiyetler vardır.



On dört asır önce gelmiş Kur’ân’ın cennet kavramlarını o zamanki insanlara anlatmak mümkün değil. Bu devrin insanına doğru dürüst anlatamıyoruz. Kafası mı kalınlaştı insanın, odun gibi mi oldu? Balyozla vursan içine girmiyor. Halbuki bu devrin insanı için daha kolay anlaşılacak hususiyetler var ama atalarımız bize cennet ve cehennemi anlatmak için, ellerinde ilmî bir imkân olmadığı için Kur’an âyetlerine bakarak, benzeterek bazı şeyler nakletmişlerdir. Mesela “Arzu ettiğiniz bir meyve hemen yanınıza gelecek.” derler.

İşte! Sûre-i Rahmân’da “Semâya ayrı ayrı, kat kat terfiler, yücelikler ve dereceler verdim.” cümlesinden kasıt: Cennet ve cehenneme de buradan bir kinaye yapacağız.

Bölümler:

  • 00:00 / “Semaya makamlar verdim” deki kasıt
  • 03:05 / Semalar nasıl ayakta duruyor?
  • 08:53 / Her yer ilahi kudretle doludur!
  • 12:45 / Dört dörtlük odun!

Gösterim: https://www.youtube.com/watch?v=STDDxUXh-9E