Bilim Açısından İmanın Altı Şartı

Yüce Fâtihamız “dallîn” diye vurgulamıştır. Yaratılışta her insanın gönlünde var olan iman ışığı nefsin dünya tutkusuyla körleşir. Sonra da insan, zihinsel bilinçlerinde acaip Allah kavramları geliştirmeye başlar. Bir anlamda beyinlerinde yarattıkları çarpık ilâh kavramlarına taparlar.


Online Satış Platformları


 

Açıklama

Allah’a iman bir kalb heyecanıdır

Allah’a iman insanın hem kendini keşfetmesinin, hem de evrenin bilinmezlerini sezmesinin doyulmaz bir sanatıdır. Allah, yüce varlığını arayıp bulabilme yeteneğini yalnız insana lütfetmiştir. Tüm varlıklar yapılarındaki otomatizma ile ilâhi kudretin emirlerini temsil ve itaat zorundadırlar.

Yalnız insan, Allah’ı sezip sevdalanmak ve Onun emirlerini yaşamak sırrı taşımaktadır. Zaten insanın bilinmezliğindeki en büyük sır, insanın bu yeteneğidir. Bu duygu kalpte yaşayan müstesna bir mucizedir, Bu yüzden Allah’ı zihinlerin karmaşık sahillerinde, beynin kıvrımlarında bulmaya çalışmak bir anlamda şekillendirmek, sonu hüsran olan bir gaflettir.

Bugün Allah’a iman :konusunda beşeriyetteki çarpık kavramlar, hatta ateistlik bu yanlıştan doğmaktadır. Halbuki Allah’a iman, karşı koyulamayan bir kalp heyecanıdır. Hiçbir yanlışın onu çarpıtması, şaşırtması düşünülemez. Çünkü o çok canlı, çok güçlü bir ışıktır. İlâhi cereyanın (ruhun) insana intikal ettiği noktada parlar.

Günümüzde Allah’a inanmayanların büyük çoğunluğu bu gönül coşkusuyla zihindeki çelişkileri fark edemeyen bir gafletin esiridir. Yüce Fâtihamız bunları “dallîn” diye vurgulamıştır. Yaratılışta her insanın gönlünde var olan bu iman ışığı nefsin dünya tutkusuyla körleşir. Sonra da insan, zihinsel bilinçlerinde acaip Allah kavramları geliştirmeye başlar. Bir anlamda beyinlerinde yarattıkları çarpık ilâh kavramlarına taparlar. Dünya tarihindeki putperestlik bu çarpıklığın en net şeklidir.

Yüce kitabımız Allah kavramını akıl almaz bir ilâhî sanat içinde bize lütfetmiştir.

Hiçbir yanılgıya fırsat vermeden gönlümüzdeki bu ışığı bize tanıtmış, o nurun sırrını bir heyecan coşkusuyla bize öğretmiştir. Allah’a imanın ancak tevhidle (birleme) mümkün oluşu İslâmın ve imanın temel kaynağıdır. Bu hikmet bizzat Allah kelimesinin etimolojisinde bile mevcuttur. Bu kelimeyi Kur’an getirmiştir. Ve kalıpsal nitelikleri itibariyle tam bir benzersizlik sırrı taşımaktadır. Öyle ki, Arap etimoloji alimleri Allah kelimesinin mâna ve kapsamını bilememektedirler.



Çeşitli lisanlarda Allah kelimesine karşılık saydığımız kelimeler aslında “ilâh” kelimesinin karşılığıdır. En yakın tanıdığımız ingilizce’de “God” Fransızcada “Dieu” ve Türkçede “Tanrı” kelimeleri bunun örnekleridir. Nitekim Allah kelimesini gramer açısından çoğul yapmak imkansız olduğu halde yukarıda bahsettiğimiz kelimeleri kendi lisan gramerleri içinde çoğul olarak kullanmak mümkündür. Mesela “Tanrılar” ya da Fransızcada “Dieux” şekillerine dönüştürmek mümkündür. Nitekim Arapçada da ilâh kelimesini çoğullaştırmak için “Âlihe” demek gerekir. Allah kelimesinin bu benzersiz niteliğini en açık bir şekilde kelime-i tevhidde (Lâilâhe illallah) ve onun tercümesinde fark ederiz. Bilindiği gibi kelime-i tevhidin ifadesi şöyledir: “Hiçbir ilâh yoktur, ancak Allah vardır. Kelime-i tevhidi bir başka dile çevirirken “Allah” kelimesini aynen korumamız gerekir. Aksi takdirde bir zamanlar Türkçe ezan içinde “Tanrıdan başka tanrı yoktur” gibi saçma bir çelişkiye düşeriz. Halbuki doğrusu “Allah’tan başka ilâh yoktur” ya da “Allah’tan başka tanrı yoktur” şeklinde düşünülebilir.

Zaten Kelime-i tevhid, ifadesi itibariyle Allah’ı beyandır. “Lâ ilâhe” de ki negatif kavram tüm ilâh sanılan yanılgılardan kurtulmayı emretmektedir. Ancak Allah vardır. Onun dışında yaratıcılık izafe edilecek hiçbir güç olamaz. Bu kavram daha lisanın başlangıcında, Allah’a yanılmadan iman edebilmenin yürekteki gerçeğini ifade etmektedir. Yüce kitabımızda Allah kavramına getirilen net tanım ise Süre-i İhlâs’ta billurlaşmıştır. Dört ilke halinde Allah kavramına yaklaştıran İhlâs sırrını şöyle özetleyebiliriz:

Bilim Açısından İmanın Altı Şartı – İçindekiler

  1. ALLAH’A İMAN
    1. Allah’a iman bir kalp heyecanıdır
    2. Dört İhlâs sırrı
    3. İlim Allah diyor
    4. İlimde tesadüfe yer yoktur
    5. Canlılarda mucize şifreler
  2. MELEKLERE İMAN
    1. Manaya inanma mecburiyeti
    2. Dört boyutlu cisim
    3. Meleklerdeki Güç ve Enerji
    4. Melekler farklı yapıdadır
    5. Meleklerin Hz. Âdem’e secdesi
    6. Dünyada ve Cennette melekler
    7. Levh-i Mahfuz’da melekler
    8. Melekler nasıl görülür?
    9. Münker – Nekir vizesi
    10. Azrail’in Peygamberimize gelmesi
    11. Meleklerin hızı ve Azrail’in ruhları almaşı
    12. Atom ve Azrail’in zaman hızı
    13. Azrail nasıl görev yapıyor?
    14. Gönül cereyanı ve Azrail
  3. KİTAPLARA İMAN
    1. Kitaplara İman sırrı içinde Hz. Âdem
    2. İlkel insan teorisi bir uydurma
    3. UFO aldatmacası
    4. Peygamberimizin geleceği müjdesi
    5. Kur’an değişmeyecektir
    6. Kur’an bütün çağlara hitap ediyor
    7. Yoruma açık olan ve olmayan ayetler
    8. Kur’an’da şifre sırrı
    9. Kur’an’da iman güzelliği
    10. Kur’an çağlara sesleniyor
    11. Fizik ve astrofizik olayı
  4. PEYGAMBERLERE İMAN
    1. İman bütün peygamberleredir
    2. Peygamber Allah adına konuşur
    3. Peygamberlere yakınlığımız
    4. Âdem’e imanın manası
    5. Peygamberleri hayatımıza örnek almak
    6. Peygamberlerin Peygamberimizle yakınlığı
    7. İsa ve Efendimiz
  5. AHİRET GÜNÜNE İMAN
    1. Öldükten sonra dirilmek
    2. Ahirete iman ve sorumluluk
    3. Yeşil ağaçtan oksijene dirilme delili
    4. Genetik kartların hayata geçişi
    5. Ölümle dirim arası
    6. Mahkeme-i Kübra ve İlahi kompüter
    7. Şefaat sırrı
    8. Şefaat kontenjanı
    9. Cennet ve Cehennemin yeri
  6. KADERE İMAN
    1. Kader ve hayat programı
    2. Pozitronlar ve kader
    3. Evren kadere tabidir
    4. Bedenimiz kadere bağlı
    5. Kadere ne kadar yakınız?
    6. Kader değişir mi?


Close
error: Site içeriği telif hakları kapsamındadır!

Yeni Kitap!