Nasıl Bağımsız Olabiliyor?” başlığı altında hazırlanan bu içerik, Haluk Nurbaki’ye göre şeytanın özgürlüğünün ilâhî sistem içinde sınırlandırılmış bir sapma alanı olduğu yaklaşımı doğrultusunda derlenmiştir.


Nurbaki’yi Takip et


Konuya dair açıklamalar, Haluk Nurbaki’nin yayımlanmış eserlerinden yapılan doğrudan alıntılarla yapılandırılmış; alıntılar, kaynaklarıyla birlikte okuyucunun meseleyi bütüncül bir bakışla değerlendirebilmesi amacıyla editoryal bağlam içinde bir araya getirilmiştir.




Şeytanın özgürlüğü bir “zan halidir,” gerçek güç değildir!

“Şeytanın madde ötesi kudret varlığı elbette ki bir istiklâl hali değildir. Sonsuz buutta akseden Kudret-i İlâhinin, kesret halinden doğar. Bir zan halidir.” (Tek Nur)

Açıklama: Nurbaki, şeytanın görünürdeki bağımsızlığını gerçek bir kudret değil, ilâhî sistemde yankılanan bir ‘gölge yanılsama’ olarak tanımlar. Bu özgürlük, insanın vehminde oluşan bir boşluktur.


İlâhî irade, şeytana bir süreliğine izin vermiştir.

“İlâhi irade de buna bir süre izin vermiştir. İlâhî san’attaki incelik, hamdin merkezinde güzelleşen mananın yenilmezliğini bu tablo içinde ilân etmiş…” (Tek Nur)

Açıklama: Şeytana verilen izin, insanın hayra yönelerek ilâhî anlamı yüceltebilmesi için yaratılmış bir sınav alanıdır. Bu izin süreli, anlam yüklü ve imtihana matuftur.


Şeytanın bağımsız gibi görünmesi, insandaki benliğin yansımasıdır.

“Şeytan, kendinde ‘‘ görüyordu. Siz de benliğe düştüğünüz zaman biliniz ki şeytan ile kol kolasınız.” (Resulullah’ı Nasıl Bilirsin)

Açıklama: Nurbaki’ye göre şeytanla bağlantı benliğin kibrinde başlar. Onun etkisi dışarıdan değil, insanın içindeki benlik şişkinliğinde yankı bulur.


Şeytanın özgürlüğü değil, zekâsı ve deneyimi vardır.

“Şeytan melek değildir. taifesindendir… Allah’ın verdiği beceri olarak keskin bir zekâya ve ilme sahipti.” (Resulullah’ı Nasıl Bilirsin)

Açıklama: Şeytan ilâhî bir güç değil, yüksek seviyede deneyim kazanmış bir ustasıdır. Nurbaki onu hakikati saptırmaya çalışan sistemli bir aldatıcı olarak tanımlar.


Şeytanın varlığı uyarıcı ve sınayıcı bir unsurdur.

“Allah, şeytanın ilmini, becerisini, keskin zekasını bize anlatmak için namazda bile ‘onun şerrinden bana sığının’ diyor.” (Resulullah’ı Nasıl Bilirsin)

Açıklama: Şeytan, mutlak şer değil, farkındalığı artıran bir sınavdır. Nurbaki’ye göre onun varlığı insanı daha çok Allah’a yönlendiren bir uyarı sistemidir.




Şeytanın etkisi, anten gibi yönelime bağlıdır.

“Onu bir TV verici istasyonuna benzetiniz. Onun yayınları devamlı ve tüm insanlara yöneliktir. Eğer anteniniz ona çevrilmiş ise ekranınızda onun senaryosu oynar.” (Namaz Sûreleri Yorumu)

Açıklama: Şeytan herkese yayın yapar ama etkili olması kişinin gönül yönelimine bağlıdır. Kalbin ayarı değiştikçe, etki kesilir veya çoğalır.


Kader sisteminde sapma noktası olarak görev yapar.

“Hayır da, şer de evrenlerdeki tek kudret olan ilâhî iradeden yansır.” (Tek Nur)

Açıklama: Şeytanın faaliyetleri de, insanın imtihanına hizmet eden ve ilâhî iradenin dışında olmayan bir düzen içerisinde işler. Yani görüntüde özgür gibi dursa da mutlak planda ilâhî kudretten bağımsız değildir.


Moderatör: Haluk Nurbaki’ye göre şeytan kendi başına bir kudret değildir. İlâhî izinle hareket eden bir ‘mantık sapması’dır. İnsan nefsindeki benliğe temas ederek var olur. Nihayetinde Allah’ın kudreti karşısında mutlak hiçliktir. Onun özgürlüğü, insanın imtihanına hizmet eden sembolik bir serbestliktir.

Bu sayfanın kısa adresi: https://nurbaki.org/7565