Açıklama

Dr. Haluk Nurbaki
Gönül Penceresinden Fahr-i Kainat Efendimiz – Önsöz
Yaratılanların en yücesi, en şereflisi; insanlığı ölüm uykusundan uyandıran ilâhi sevda, kâinatın gözbebeği, Fahr-i Ebedîsi, canımız sırrımız, nurumuz, Yüce Efendimiz.
Seni anlatmaya cür’et ettiğim için beni affet.
Sen ki ilâhi san’atın maverasında sonsuz güzelliğin sırrısın.
Sen ki, ilâhi sevdayı besteledin ve ölü denizlerin dibinde batık insanlık gemisine can verdin.
Sen olmasaydın evren hamd niyazını bilmeyecekti, sonsuz güzellikler ve aşk yaşanmayacaktı. Yine sen olmasaydın güzeller güzeli insan, tarihin karanlıklarında bitmiş, tükenmiş olacaktı.
Seni anlatamıyacağımı bile bile, seni sevenlerin gönül beklentilerine niyaz olsun diye yola çıktım. Sen gönüllerin sırrısın, lütfedersen gönülden gönüle bu satırların ötesinden nurun akseder.
Şüphesiz ki Fahr-i Kâinat efendimizi anlamak için tek kaynak yüce kitabımız Kur’an’dır. Varlıkların mehânlarında sanatlaşan, özlerinde perde perde sonsuzlaşan harika ilim sırrı, rakstan ışınlara, cazibeden boyutlara, goncanın açalış zevkinden toprağın duasına kadar her sevda Kur’an’dandır.
İşte yüce kitabımız, Fahr-i Kâinat Efendimizin sırrından çok önemli üç mesaj vermiştir.
a) «Ben Allah iken meleklerimle beraber Peygamberime salât u selâm ederim. Ey inananlar, siz de salât u selâm getirin, ona ileteyim» (Ahzâb Sûresi, Âyet:56) Bu âyet, Efendimizin ezel sırrını yansatmaktadırr
b) «Sen ne güzel ve ne yüce bir ahlâk üzerindesin» (Enbiyâ Sûresi Âyet: 4) Bu âyet, Efendimizin Asr-ı saadetteki, yani mutluluk çağındakı sırrını açıklar.
c) «Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik» (Enbiyâ Sûresi Âyet: 7) Bu âyet de, Efendimizin mutluluk çağından sonsuzluğa kadar yansıyan hikmetini tarif eder.
İşte bu risâlemiz, bu üç esrarlı âyetin bir yorumundan ibarettir Her âyeti bir bölüm hâlinde çözmeye çalışacağız.
Fahr-i Kâinat Efendimiz, ancak bu mesajlaran ışığı altında sezilebilir. Yoksa Efendimizi enbiya tarihinin son bir halkası sanır; geçmişteki öykü gafleti içinde seyredersek, ne yüce yaradanımızı, ne evreni, nede insanı kesinlikle anlayamayız.
Fahr-i Kâinat Efendimizin gerçeğine uygun bir şekilde tanınmasını hedef tutan bu kitabımızı elbette benzerlerinden farklı bulacaksanız. Özellikle birinci bölüm, mânâ bilgileri açısından alaşkın olmayan okuyucularımıza belki de bazı kavram zorlukları verebilir 0 zaman, ikinci ve üçüncü bölümü okuduktan sonra birinci bölümü tekrar okursak anlaşılması daha kolaylaşır.
Tüm beşeriyet ve hepimiz Efendimize öyle çok şeyler borçluyuz ki; bu uğurda her türlü çabayı sarf edip, anlaşılmazları kavramaya mecburuz.
Allah gönüllerimizi Fahr-i Kâinat Efendimizin benzersiz nuru ile aydınlatsın, kendi sırrı ile onu tanamamızı nasip etsin.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.