Bu program, Veysi Nurbaki ile iki haftalık periyotlarda Dr. #HalukNurbaki instagram hesabında yapılan Nurbaki’ye dair programının canlı yayın arşividir.
Nurbaki’yi Takip et
Nurbaki’ye dair
O halde bir takım insanların sandığı gibi İslamiyet: teslimiyet adına bir yerde buluşup oturan, meskenette kalan insan değildir… Sonsuz gayretten sonra kaderin sonucunu görüp, lüzumsuz hareketlerle ona karşı gelmek, isyan etmek ahmaklığından kurtulan insandır. – Dr. Haluk Nurbaki
Transcript
Moderatör: Hoş geldin Abi. Ramazan geldi. “Ramazan’a giriş yapacağız” diye düşündük. Bu bağlamda, istersen bir giriş yapabilirsin.
Veysi Nurbaki: İşte Ramazan’ın geliyor olması tatlı bir heyecan. Bir şey kalmadı… yani 3 gün kaldı. Pazartesi, Rabbim lütfederse hepimiz oruç olacağız.
Tabii bu Ramazan geldiği zaman her sene olduğu gibi yine televizyonda hocalara sorarlar: “Hocam sakız orucu bozar mı?” Ondan sonra “Hocam işte yani şöyle yapsak oruca bir şey olur mu?” Filan… Ama buradaki espri hep yemeyle, içmeyle ilgilidir. Yani genelde insanlar oruç tutuyorum, yemiyorum, içmiyorum… Hani buna bir şey olmasın “Ağzımı çalkalarsam orucum bozulur mu?” gibi…
Oruç A’dan Z’ye geçerli.
Fakat malum, oruç A’dan Z’ye her şey için geçerli. Yani sen oruçken ve bir şeye sinirlendiysen, sinirlenemezsin! Birilerine kızamazsın, birilerinin hakkında kötü konuşamazsın… Gözlerine hâkim olman lazım. Ondan sonra baktığın noktaya hâkim olman lazım…
Moderatör: Nefsine hâkim olman lazım. Yaşam disiplini edinmen gerekiyor doğal olarak. Ama… işte insanlar biraz bu işi hem abartıyor hem de dediğin gibi şekil kısmında ayak sürüyorlar, gibi geliyor bana. Bunu yargılamak anlamında söylemiyoruz. Gözlem anlamında konuşuyoruz. Kimse yanlış anlamasın! Herkes ibadetiyle kendi tâatiyle… Her şeyiyle kendisi sorumlu zaten. Biz, müminin birbirini ikazı anlamında konuşuyoruz, doğru mu Veysi abi?
Acayip iftar sofraları
Doğru! Bir de bu iftarlar var… Yani, acayip iftar sofraları var.
Şimdi insan şaşırıyor! “Nasıl böyle oluyor?” diyor. Çünkü Efendimiz malum, sofradan hep aç kalkan bir insan. Zaten sofrasında ister Ramazan ister Ramazan dışı, birkaç hurmadan başka bir şey olmayan bir insan. Bunları bile bile, nasıl gidip şaşaalı iftar yemeklerinde boy gösteriliyor? O da ayrı bir konu.
Ramazan Kur’an inzalinin sene-i devriyesidir!
Neyse yani Ramazan’ı şöyle düşündüğümüz zaman; özellikle Kur’an’ı Kerim’in Ramazan ayı içerisinde inzal olmaya başlaması… Bunun her yıl, bir sene-i devriyesini kutlamış oluyoruz. Aslında Ramazan, Cenabı Hakk’ın yeryüzüne verdiği en büyük rahmettir.
Bu, Kur’an’ın inzalinin sene-i devriyesi oluşu nedeniyle de Allah, tabiri caizse Ramazan ayında bütün rahmet musluklarını açar. Yani oluk oluk akar. Özellikle inananlar bu rahmetten kabiliyetleri nispetinde muhakkak bir şeyler kazanırlar ama buradaki temel konu: işte o kabiliyetleri nispetinde, yani Allah’a olan inançları, sevgileri, saygıları nispetinde infakı, namazları nispetinde mutlaka bir şeyler kazanırlar, biliyorsun.
Ramazan bereket ayıdır
Ramazan aynı zamanda bereket ayıdır. Ramazan’ın en büyük özelliği bereketidir zaten… Kur’an bereketli olduğu için o iyice yansır zamana… Bir de cenabı hak bir yıl boyunca salih amellerini yapmaya çalışan müminlerin hatalarını, eksiklerini gidermek için bir manevi yıkamaya sokar insanları, Cenabı Hak. Ki, o yapmak istedikleri salih amelleri daha iyi daha güzel bir şekilde yerine getirebilsinler.
Bu insanların ortak yönleri nedir?
Zaten Fahr-i Kâinat Efendimizin hayatına baktığın zaman, onun etrafındaki pırıl pırıl insanlara, Ashab-ı Güzin’e baktığın zaman… “Bu insanların ortak yönleri nedir?” dediğin zaman verilecek cevap “İnfaktır!” Yani müminlerle paylaşımdır.
Tabii Ramazan, burada özellikle infakı harekete geçirerek katı gönüllere “Bir verme hevesi” yani bir şeyleri paylaştırma hevesini biraz açar ama temel iş sadece oruç tutmak değil… Yememek, içmemek değil. Onların da faydaları var, ayrı bir konu ama insanın tümüyle salih amellerin peşinde olması ve tümüyle… Yani gözünü, kulağını, nefsini bir raptı zapt altına alması gerekiyor.
Çünkü insanoğlunun diğer bütün varlıklardan farklı olan yanı “Allah’a dönüşü” Allah’a yaklaşım da ancak namaz ve infak sayesinde oluyor. Bu tek başına, yani “Ben sadece namaz kılıyorum”… Hani? Yaklaş Allah’a! Yaklaşabilir miyim? Hayır! “Ben sadece İnfak veriyorum, Allah’a yaklaşabilir miyim?” Hayır! Yani ikisinin bir arada olması lazım. Çünkü Cenabı Hak insan nefsinin iki büyük hususiyetini yok etmek için bu namaz ve infakı hasıl etmiştir. Şimdi ne oluyor burada?
Namaz gururu yok eder. En büyük belalardan bir tanesi insanoğlunum gururdur… Gururu yok eder. Nasıl? Günde 40 defa başını yere koyarak gururunu yontar. Allah’ın senin başını yere koymana ihtiyacı yok ama bunu sen yapacaksın ki, gururun yontunsun. Bu birinci ayağı, bunu namazla yapıyor.
Bir diğer tarafı ise, yani infakın neler yapacağı ise… Burada da insanoğlunda şöyle bir gaflet olur… Bu insanların çirkin hissi yanıdır. Yani Allah’a inanır ama Allah’ın kendisini besleyeceği, kendisine hayat vereceğine şüpheli bakar. Onun için de her şeyi biriktirip “Yarınım ne olacak?” gibi bir büyük gaflete düşer. Ondan sonra paylaşmaktan kaçınır. “Yarın bana ne olacak?” Hani şimdi iyiyiz de yarın ne olacağız, diye.
İşte! O, Allah’a olan inançta bir şüphe manasına geliyor. Zaten çok çeşitli ayeti kerimelerde Allah bunu ağır bir suç… Yani cimriliği ağır bir suç olarak hissettiriyor Eee şimdi Allah diyor ki “İnanıyorsan, müminsen Allah’ın sana takdir ettiği nimetlerin tümünü paylaşacak mısın, paylaşabilecek misin?”
Gönüllerin zaferi Ramazan
Paylaşamayınca, kendini insan kılıfından çıkarınca… İslam’ın sıfatından da çıkarmış oluyorsun ama Cenab-ı Hak gerçek müminleri tahtı tasarrufunda Ramazan’da yıkanıp arındıktan sonra, Ramazan ibadetlerine devam ederlerse… İnfaklarına ve namazlarına… Onların yine himayesindeki öteki Ramazan’a kadar eriştirir.
Bu önemli bir noktadır. Yani insanoğlunun normal hayatta yapması gerekip de yapamadıkları, hayatın koşuşturması içerisinde biraz geri plana bıraktıkları şeyleri Ramazan’da ön plana çıkarmaları gerekiyor. Çünkü Ramazan gönüllerin zaferidir. Yani insanın imana yöneliş ve Allah’a varış noktalarındaki büyük bir “nimeti ilahidir!”
Moderatör: Haluk Nurbaki bir sohbetinde Ramazan’ı “Cenabı Hakk’a açılan pencere” diye tarif ediyor. Yani bu çok güzel bir tarif aslında… Cenabı Hakk’a açılan pencere! Çünkü, niye ona açılan? Kur’an’ın ilk inzali Ramazan’da başladı… Yani 27 Ramazan’da. İnzalin de Efendimiz aracılığıyla olması sebebiyle, “Efendimizin gönlünden yansıma sırrı” da olduğunu söylüyor. Bunlara biraz değinelim mi?
Geldikçe oraya da geçelim.
Şimdi Nimet-i ilahinin sırrını yaşayabilmek için gönlün açık olması lazım. Gönlün de açık olması… İşte infak ve namazın tahakkuk etmesi lazım ki, Kur’an’ın verdiği o sırrı, mümin içinde biriktirebilir.
Oruç Mucizesi
Mesela baktığımız zaman Allah, yani “Oruç tut” diyor ama senin bedenine de pek çok şey veriyor, bu oruçla beraber. Maddesel bedeninin neden bir yenilemeye tabi tutulması gerektiğini ortaya koymuş oluyor oruç. Çünkü oruç mucizesi kem ikiliğinin yenilenmesinden, beyin damarlarının yumuşamasından, sağlıklı çalışmasından, tansiyonla ilgili sorunların bertaraf edilmesinden ve en önemlisi de karaciğerin… Yani 7/24 çalışan karaciğerin devamlı aktif halde olan hücrelerinin dinlenmesini sağlayacak tek ilaç.
Rahmetli babam (Haluk Nurbaki) derdi ki “Gün gelecek doktorlar orucu, abdesti ve namazı reçete edecekler” … Oruç başladı. O intermittent fasting (Aralıklı Oruç) dedikleri. Yani böyle devamlı değil ama ara ara oruç…
Moderatör: Uygulama yaptılar artık. Bir dünya uygulama var. Oruç – diyet uygulaması.
Yani bu karaciğerin o büyük laboratuvarındaki pislikleri, birikmiş toksinlerin tasfiyesini sağlayacak tek ilaç oruç. Yani bu “Şu hapı aldım bu hapı aldım” la olmuyor.
Dolayısıyla, bu karaciğerin dinlenmesi de… Orucu tutuyorsun, tutuyorsun, tutuyorsun… İftara birkaç saat kala dinlenebiliyor. O gün içerisindeki işlerini bitiriyor bitiriyor… Çünkü arkadan onu yoracak başka bir şey gelmediği için son iki – üç saat içerisinde dinlenebiliyor.
Tabii iftira yakın saatlerde kandaki bütün artık maddeler yanıyor. Ondan sonra daha evvel, bir şekilde yanmamış, tasfiye olmamış maddeleri iftara yakın zamanlarda vücut atıyor. Kendisi bunun için de işte hücrelerde birikmiş fazla sular da var… Etrafında birikmiş, gerginlik yaratan şeyler de… Bunların hepsini, bu bir aylık Ramazan’ın içerisinde Allah, insanoğluna lütfediyor.
… Devamı Eklenecek
Gösterim: https://www.youtube.com/watch?v=Q2zpiuu_xbw