Hayat, Allah’ın emrettiği bir vazife olarak sürdürülmelidir. Bunun en iyi sezilebileceği ibadet ise oruçtur. Bu güzel ibadet, dört temel unsurumuza birden ayrı ayrı hayat veren bir sırra sahiptir.


Nurbaki’yi Takip et


Oruç ve Ruha Verdiği Hayat Hazzı

Ruhumuz, ruhlar âleminden gelip bedene hapsolunca, dünya sıkıntıları içinde kıvranan nefsin ıstırabını çeker. Çok iyi tanıdığı gerçek güzellikler dururken, kırılmaya mahkûm bir oyuncaktan farksız olan dünyanın peşinde koşturmak ona çok ağır gelir.



Oruçla terk edilen yeme – içme lezzeti, birden insanı meleklerle aynı özelliğe kavuşturur ve ruh, bir anda yücelerek adeta sıla hasretinden kurtulur. Kendi yurdunda yaşıyormuşçasına mutlu olur.

Oruç ve Kalbe Verdiği Haz

İlâhî sevda ile soluma arzusuyla yanıp tutuşan kalp, nefsin kirli perdesi altında kıvranmaktan bir türlü “hay” sırrına kavuşamamaktadır. Bu yüzden de neticede bütün ışıkları söner ve karanlık bir kuyuda kaybolur gider.

başladığı zaman kalp, özünden aralanan nefis perdesinin ardından ilâhî güzellikleri seyretmeye başlar ve yavaş yavaş canlanarak hazların en güzeline erişir.

Oruç ve Nefse Verdiği Nimetler

Bütün ihtiras ve şaşkınlığına rağmen bu huyundan en şikâyetçi olan yine bizzat nefsin kendisidir. Ne kadar çılgınlık yaparsa yapsın, mutlu olamaz. Çünkü mutlu olmak için kullandığı ihtiras, aslında mutsuzluğun temel sebebidir. İşte nefs, ‘da hırslarına vurulan oruç gemiyle bu gerçeği anlar ve mutsuzluğun kendinden doğduğunu bilerek, yavaş yavaş gerçek mutluluğa doğru koşar.

Oruç ve Bedene Verdiği Nimetler:

Oruç bedenin zindeliği ve sağlığı için tam bir altın reçetedir. Ana başlıklar halinde özetlersek:

  • Kalbin önündeki sıvı barajını azalttığı için, su içmemekle kalbe mutlak bir istirahat sağlanmış olur.
  • Oruç, özellikle küçük tansiyonu mutlaka düşürdüğü için, dolaşım sisteminin en iyi sakinleştiricisidir.
  • Kan içindeki besin artıklarını özellikle orucun son saatlerinde tamamen yok eder ki, bunların başında yağ artıkları (Lipit kolesterol) gelir.
  • Oruç, ömür boyu kesiksiz çalışan sindirim sistemi hücrelerinin revizyonu için bulunmaz bir fırsat sağlar. Böylece Ramazan’da mide ve bağırsaktaki birçok aksaklıklar giderilmiş olur.
  • Sindirim salgı bezleri, bir aylık nefis bir tatilden sonra daha randımanlı çalışmaya başlar.
  • Cinsî fonksiyonlara karşı konan sınırlama sebebiyle, hipofiz salgı bezi istirahate sevk edilerek ahenkli bir hormonal denge elde edilir.
  • Oruç, hücre arası suda nisbî bir azalma sağladığı için, hücrelerin biyosentez olayını kolaylaştırır.
  • Orucun hücre uyarıcı tesiri, inanan inanmayan bütün batılı ilim çevrelerince de kabul edilmektedir. Hatta kronik kanser vakalarında vücutta biriken zehirleri atmak için “Aralıklı oruç” uygulamaları yapılmaktadır.
  • Orucun en büyük hizmeti ise bizzat karaciğer hücresinedir. Hatta Ramazan yaklaştıkça karaciğer hücreleri mânâ telefonuyla “Ramazan ne zaman?” diye haberleşip dururlar. Ömür boyu kesintisiz çalışan ve birbirinden farklı pek çok biyolojik görevleri bulunan bu hücreler, ancak Ramazan’da bir soluk alma şansına sahiptir. Çağımızın insanı artık karaciğerin önemini anlamış ve elinde karaciğer tahlil kâğıtlarıyla dolaşıp durur olmuştur. Buna karşılık karaciğer hücrelerinin “Gayesiz dolaşıp durma, oruç tut” dediğini işitmezlikten gelir.

Cenab-ı Hak, nimetlerin en güzelini ibadet formülü içinde Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.v.) ümmetine lütfetmiştir. İnşallah en kısa zamanda bu ülkede orucun nimetinden faydalanmayan kimse kalmayacak ve Rabbimiz, ilk oruçlulara ihsan ettiği Bedir Zaferinin bir numunesini, bu kullarına da nasip edecektir.


Kaynak: Dr. Haluk Nurbaki, Gazete yazıları

Bu sayfanın kısa adresi: https://nurbaki.org/7448