Yalandan “inandım” demek mümkün değilmiş gibi gelir. Ama “‘a inanmak öyle bedava” lafla olmaz ki! “Ben Allah’a inandım” der de herhangi bir hadiseyi Allah’tan gelmiyor kabul ederse “O hadiseyi bir başkası yarattı, Allah’ın bu işle ne alakası var?” derse bu da bir münafıklık olur.

Dr. Haluk Nurbaki’nin İhlas Suresi Yorumu cami vaazları serisinden bir bölüm.


Nurbaki’yi Takip et


Onun için münafıklık da insanın içerisinde gizli bir tohum gibi yaşar. Müminin vazifesi o münafıklığı meydana çıkarmaması lazım. Eğer içine bir takım kurtlar düşerse takdir-i ilâhiye karşı hemen diyecek ki “Olmaz! Ben ayıp ediyorum, ben takdiri-i ilâhiye inanmış bir insanım bu münafıklığa düşmeyim” diyecek.



İşte bizim dinimizin beş vakit kılmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi budur. Allah’a inandım, Peygambere inandım 03.55, yavaş yavaş kalbin kararır. Her hadisede bir münafıklık türer. Vücudunda. Şey edilmemiş bakımsız tarla gibi her tarafını ot sarar. Onun için günde beş vakit namaz kılacaksın ki o içerine düşecek o otlar türemeyecek. Dolayısıyla münafıklık da zuhur etmeyecek.


Gösterim: https://www.youtube.com/watch?v=NGiC_1-WOB8