Fahr-i Kâinat Efendimiz çeşitli zamanlarda müşrikler ile konuşurken müşrikler iddialarda bulunurlardı. Bunların pek çoğu din kitaplarında, din tarihlerinde de vardır. Belki bazı rastlamadığınız mana bilimlerinden gelip aktarılanlar da vardır.
Dr. Haluk Nurbaki’nin Kevser Suresi Yorumu cami vaazları serisinden bir bölüm.
Nurbaki’yi Takip et
Mesela böyle bir konuşma sırasında bilhassa Efendimiz’in miraca çıktığı günün ertesi günlerinde Ebû Cehil yarı alaylı bir vaziyette “Sen miraca gitmişin, söyle bakalım neler gördüğünü, neler ettiğini, anlat bakalım bize.” dedi. Kudüs’ü tanıyan Yahudilerle de daha önceden konuştuğu için Kudüs hakkında bilgi topladı. Mesela Kudüs’ün havadan görünüşü, kenardan görünüşü, sağdan görünüşü, soldan görünüşü hakkında kaba taslak bir bilgi topladı ki Efendimiz’i imtihan edecek.
Kudüs’e hiç gitmedi
Efendimiz’in maddeten Kudüs’e hiç gitmediği biliniyordu. Risalet gelmeden, yani 40 yaşından önceki hayatında ticaret sebebiyle Suriye’nin muhtelif bölgelerine, Şam’a uğramıştır ama Kudüs’e hiç uğramamıştır.
Bunu Araplar bildikleri için, âyet-i kerimede de “Biz sana miracı Kudüs’ten başlattık.” (İsrâ, 1) dediği için “Hah şimdi yakaladık. Kudüs’e gitmedi. O, hayalinde bunu canlandırıyor.” gibi bir tenâkuz (çelişki) içindeydiler. Efendimiz Kudüs’e gittiğini ve Kudüs’ten miracın başladığını söylediği için de Ebû Cehil bu minval üzerine Efendimiz’e geldi.
Efendimiz, Kudüs hakkında o kadar ayrıntılı bilgi verdi ki onu uzun müddet orada yaşayan bir Yahudiden başkası bilemezdi. Nitekim Yahudileri çağırdılar, bazı Yahudilerin bile bilmediği bilgileri verince Ebû Cehil dedi ki: “Bu sihir sahibi, sihir yapıyor. Bunu bilmek mümkün değildir.” Hatta kendi kafasına göre sihir, büyücülük diye düşündüğünü bir imtihan vesilesi yaptı.
Gösterim: https://www.youtube.com/watch?v=jo0kIeAQKz4