Kevser suresini İslam milletleri anlayamadıkları için hazin durumlara düşmüşlerdir. Gerek şahsi ınızda gerekse dünyanın gidişatında fevkalade büyük esrarları açan bir kapıdır, Sure-i Kevser.

Dr. Haluk Nurbaki’nin Kevser Suresi Yorumu cami vaazları serisinden bir bölüm.


Nurbaki’yi Takip et


Sure-i Kevser’in de iki kelimesi bilinmedikçe; birisi, birinci ayetteki “Kevser” kelimesi… “Biz sana Kevser’i ihsan ettik!” emriyle… Bir de son ayetteki “Sana şenaati olan ebterdir!” Sana kötü davranan, kötü düşünen, yapma cesareti gösteren ebterdir.



Sure-i Kevser’in iki kelimesi

İki hükmün anlaşılabilmesi için bir “Kevser” bir de “Ebter” kelimesinin çok iyi anlaşılması lazım.

Kevser, Efendimize Cenabıhakk’ın verdiği lütufların tümüdür. “Çokluk, bereket” kelimesi altında toplanabilirse de çeşitli müfessirler, Efendimizin soyu (yani ) işte “ nimetleri hatta cennette bir büyük nehir (ki o nehire cehennemden dönenler cennete dönebilmek için ancak o nehire girip çıkacaklar)… Bu nehir’e girip – çıkmadıkça yeniden hayat bulamayacaklar. Onu yorumlayanlar var.

Biz daha çok evvela “mesani sırrı” içerisinde “Kevser” kelimesini yorumlamak istedik. Sure-i Hicr’in 87. âyetinde “Biz sana yedi mesani verdik” diyor. “Yedi kuvvetli kudret… Üst üste katlanmış yedi kudreti verdik” diyor. Bunu da Efendimize sordukları “Bundan kasıt Fatiha’dır” buyuruyor.

Demek ki Efendimize verilen Kevser sırrının bir numaraları cevabı Fatiha’dır! Fahri Kâinat Efendimizi anarken, farkında olalım veya olmayalım her namazda Cenabıhakk’ın, Fahri Kâinat Efendimize buyurduğu bir emri tekrar ederiz… ‘nun dördüncü cümlesi’nde “Bütün bu güzellikler sana da olsun!… Üstelik bereketim de sana olsun” diye, bir emri vardır.

Ettehiyyatü hadis-i kudsi’dir ama çok acayip bir hadis-i kudsi’dir.


Gösterim: https://www.youtube.com/watch?v=q3XiG57sJVE