Rüya dediğimiz şey, ruhun müstakilen zaman ve mekân ötesindeki operasyonudur. Ruh, zamanı ve mekânı aşarak yaşar. Ruh için evvel ahir yoktur. Onun için bir çoklarımız hâlâ şaşkın şaşkın “Ben filan devirde gelseydim şöyle olurdu, bu devirde geldim böyle oldu.” gibi şaşırır.
Nurbaki’yi Takip et
Ruh için devir yoktur. İman etmiş ruhlar (bizim için has olan ruhlar) Cennetten izin almış, mutlaka Asrı Saadet’te Resulullah’ı ziyaret etmiştir. İnşallah o ruhlardan taşıyoruzdur.
Ruhun Dili ve Rüyaların Anlatımı
Binaenaleyh, konuştuğumuz dil, nefisle beden yapısından doğan bir dildir. Ruhun dili bu dil değildir. Ruhun içimizde maddeyi, mekânı, zamanı aşan yanlarıyla ne oluyor? Her mesajı alıyor fakat dili bizim dilimizden değil. Gördüklerini nasıl anlatacak? Diyelim ki ruh ertesi gün öleceğini tespit etti ve rüyanda anlatacak. Nasıl anlatacak? Beyin kompüterindeki maddelere bakıyor… Bu ölümü nasıl biliyor? “Cenaze arabası şeklinde” biliyor. Bir cenaze arabası gösteriyor sana. Yani bildiğin lisandan konuşuyor.
Rüyalarda Görülen Figürler
Asıl yakalayabileceğiniz, tanıyabileceğiniz yanıyla Ruh rüyanızda size bilgi verir. Mesela birçokları rüyasında der ki “Efendim ben bugün rüyamda işte filan zatı gördüm.” Oğlum sen o zatı daha evvel gördün mü? “Görmedim.” Peki, üstünde bir etiket var mıydı, veliyullahtan filan diye? “Yoktu.” Peki, birisi konuştu mu, bu filan evliyadır diye. “Hayır.” Ne biliyorsun evliya olduğunu? …
Rüya görmüşsünüzdür. Dikkat edin rüyalar hep böyle. Der ki “Ben rüyamda Hz. Ali’yi gördüm.” Ne biliyorsun Hz. Ali olduğunu, söyleyen oldu mu? Mesela bir rüya görürsünüz… Birisi der ki “Hz. Ali geliyor.” Hep beraber ayağa kalkarsınız, rüyanızda. O zaman bir şey değil bu.
Ama direkt olarak “Ben rüyamda Hz. Ali’yi gördüm.” diyen, hatta “Resulullah’ı gördüm.” diyen pek çokları rüyasını anlatıyor. Nasıl oluyor? Daha evvel görmediyseniz… Üzerinde etiketi yoksa, birisi sizi tanıştırmamışsa nasıl biliyorsunuz? Herkes böyle rüya görür.
İşte burada size net olarak bu Hz. Ali’dir, Bu Abdülkadir Geylani’dir veyahut bu falan efendidir diyen duygu, ruhunuzdur.
Ruhun Bağımsızlığı
Ruh rüyada spiker olarak çalışır. Ertesi gün anlatırsın “Efendim ben bir yere gitmiştim… Oraya hiç gitmemiştim ama Londra’ymış yahut Bağdat’mış.” Başlarsınız anlatmaya. Sonra günün birinde rastlar, giderseniz aynısını gördüğünüz zaman şaşırırsınız. Yahu “Ben buralara gelmiştim!” Ne zaman gelmiştim dersiniz? İşte o ruhun rüyadaki bağımsızlığından doğan bir hikmettir.
Rüyadaki Mesajlar ve Amaçları
Aynı zamanda rüyayı bu şekilde gösteren ruhun çeşitli mesajları vardır.
- Birincisi sizi eğitir, ikaz eder, yanlışınızı doğrultmak ister.
- İkincisi bir hadiseyi haber verir. Dostunuza ait bir hadiseyi haber verir, bir sıkıntıyı haber verir veyahut bir müjdeyi haber verir.
Bütün bunların yanında aslında hayatla gerçek arasındaki sırrı öğretmek için rüyayı halk etmiştir, Cenabıhak.
Rüyanın Hayat ve Gerçeklik Arasındaki Bağı
İcabında mustarip olduğunuz, çok sıkıldığınız bir rüyayı düşünün… Gözünüzü açıyorsunuz “Oh be!” diyorsunuz. İşte yaşadığınız hayat da budur. Günün birinde gözünüzü açacaksınız (müminseniz) “Oh be! Şu dünya meşakkatinden kurtuldum. Ne enayiymişim ben! Dört kolla sarıldım aman gitmeyeyim diye. Doktorlara para yedirdim, evimi sattım, ilaç aldım.” diye enayiliğinizi o vakit göreceksiniz. Cenabıhakk’ın, rüyayı ortaya koymasının sebebi bu. Kötü de olsa iyi de olsa bu hayat rüya gibidir, bir gün gelecek gerçek hayata gözünü açacaksın1, diyor. Yoksa şaklabanlık yapalım diye, değil.
Nasıl ki; rüyanızda zengin uyandığınız zaman da fakirseniz, işte kafirin hali öyledir. Dünyada zengin gibidir, gözünü açtığında (hakiki hayata dönünce), bir de bakar ki çulun üstünde değil… Toprağın bile üstünde değil.
İkincisi, mümin de rüyasında fakirlik hayatı yaşayan bir prens gibidir. Büyüklerimiz böyle buyurmuş “Rüyanızda dilenci gibi görünen bir prenssiniz, prensessiniz. Gözünüzü açtığınız zaman (hakiki hayata dönünce) saraylar içinde açacaksınız ve o çirkin rüyaya nasıl tahammül ettiğinizi kendi kendinize soracaksınız.2“ diyor.
“Peki efendim, sen öyle söylüyorsun ama biz de okuduk kitaplarda… Rüya, gündüz yaşadığımız hadiselerin beyin tarafından uyarlanan tekrarıymış.”
Halt etmişler! Neden? Bu o kadar yanlış bir yargı olmuş ki… Tıpla, fenle bu yargıyı yapmışlar ama nasıl yapmışlar? Evvela bu yargıyı yapanlar hiç düşünmemiş.
Bilimin Rüyayı Ruhla İlişkilendirmemesi
Rüya bir insanın gündüz yaşadığımız hadiselerin tekrarıysa; bakkal her gün sabaha kadar rüyasında yağ mı satıyor? Doktor hasta muayenesi mi yapıyor? Yahut trafik memuru sabaha kadar araba plakası mı okuyor? Nadirendir… İnsanın gündüz yaşantısını sürdürmesi çok nadirdir. Hiç alakası yok!
Aksine… “Yahu! Mehmet’i rüyamda gördüm. Ben Mehmet’i yirmi senedir görmedim. Nereden çıktı bu adam? Ne karısından ne çoluğundan çocuğundan birisine rastlamadım ki onu göreyim.”… Böyle rüya büyük çoğunluktadır.
Bunun böyle olmasına rağmen, maksat insanların beynini zehirleyip “Sen ruha inanma, bu iş fasa fisodur!” demek.
Rüya: Ruhun Varlığına Delil
Dört ilahi kitabın da ayrı ayrı üzerinde durduğu asil bir hadisedir rüya. İncil’de de Zebur’da da Tevrat’ta da… Özellikle yüce kitabımızda da üzerinde ayrı ayrı durulmuş3. Çünkü çok önemlidir rüya.
Rüya, ruhun varlığının en büyük delilidir. Bunu ortadan kaldırmak için bilim kılıfının altına girmişler. Anlatamıyoruz. İşte bu gibi insanların rüya konusunda yaptığı bu iftiraları Cenabıhak yanlarına bırakır mı?
Ertesi gün saatlerce anlattığımız en uzun rüya 8 saniyeyi geçmiyor.
- Soru 1: 8 saniyede gördüğün bir rüyayı ertesi gün yarım saatte, 1 saatte anlatamıyorsun… Nasıl oluyor bu? Eğer beyninle olsaydı, beynin kendisine göre bir sürati olduğuna göre, 1 saat anlattığı rüyayı 1 saat görmesi lazımdı.
Bu maddecilere, inançsızlara, Allah bilmezlere en büyük kazığı bebekler attı, bilir misiniz?
- Soru 2: Bebekler 24 saatten itibaren uyurken gülerler. 40 gün beynin gülme olayına alışabilme süresidir. Yani gülme refleksi için yüz kasları ağzın kendisine göre dizilip, açılacak. Neşe olacak. Vücudun asidi azalacak… Bebekler bunu 40 günlükken de becerebilir (40 hususi bir rakam değil burada.). Beyin için gülmek 40 gün sonra öğreneceği bir refleks. Rüya gündüz yaşantısının tekrarıysa… Bebek şimdi niye gülüyor?
İşte basit gibi görünen bu iki soru, rüyanın beyne ait bir hadise olduğunu kökünden yıkar. Daha başka izahı yok.
İçerik no: 7102
Kaynak
Bu yazı Dr. Haluk Nurbaki’nin cami vaazları serisi Nebe Suresi Yorumu’ndan redakte edilerek hazırlanmıştır.
Dipnot
- Editör Notu: Kaf, 22. (Elmalılı Hamdi Yazır: Celalim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin. Şimdi senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir.) Bu ayet, ölüm sonrası dirilişin ardından insanların gerçeklerle yüzleşeceği ve dünyadayken farkında olmadıkları birçok gerçeği açık şekilde görecekleri bir durumu anlatıyor. ↩︎
- Editör Notu: “Prens ya da prenses olmasına rağmen dilenci gibi görünmek” ilk başta çelişkili gibi gelebilir. Ancak burada zıtlık üzerinden güçlü bir metafor kuruluyor. Ayrıca referans Ayetler: “Enam, 32. Ankebut 64. Hadid 20.” ayetleri bu metaforu destekleyebilir. ↩︎
- Editör Notu: Mezmurlar 16:7; Tevrat: Tekvin 37:5-11, 41:1-7, Tekvin 41:25-26, Tekvin 28:10-19; İncil: Matta 1:20-21, Matta 27:19; Kur’an: Yusuf 12:4-6, Yusuf 12:36-41, Saffat 37:102-111. ↩︎