Hangi müşkülünüz varsa… Biz gidiyoruz konu komşudan almaya. En akılsız insanlara gidip akıl danışıyoruz! da diyor ki: “Ey insanoğlu! Sen niye Sûre-i Rahmân’ı okumadın?” Tabii sen Kur’ân’ı beş metre yüksekte, bezlere sarılıp kaldırılıp (hâşâ!) tabut gibi saklanacak kitap sandın.


Nurbaki’yi Takip et


Okusana! Öğrenseydin sağa sola sormayacaktın! Bana soracaktın, benden isteyecektin, ben de tecellimle halledecektim diyor Allah, bu âyet-i kerîmesinde. [ 29]

Peki, Allah’tan nasıl istenir? Allah’a nasıl sorulur? Hangi telefon numarasını çevireceğiz? Allah’tan bir şey istemek, Allah’a bir şey sormak için… Allah bunu daha evvelki âyet-i kerîmelerinde, daha evvelki sûrelerinde açıklamıştır: yolu” ile istenir!



Bir müşkül karşısında mutlaka müracaat kapısı Allah’tır! Gönülden Cenâb-ı Hakk’a niyaz edeceğiz. Gönülden niyaz edebilmek için evvela gönlümüzde ne kadar pislik, çöp varsa dökeceğiz.

Elektrik süpürgesiyle bir daha temizleyeceğiz. Yerdeki tozu toprağı da atacağız. Ondan sonra gönlümüze döneceğiz: “Aman yâ Rabbi! Ben şınım ama sen Rabbi-l’âlemîn’sin! Sen Sûre-i Rahmân’da, her an başka şekilde edeceğini, her an başka bir sırla tecelli edeceğine dair biz şaşkın kullarına söz verdin. Aman yâ Rabbi! Şu müşkülümü lütfet çöz.” diyeceksiniz.

Bunu çöz dediğin da “tamam, yorganı kafaya çek” demek değildir!

Bütün hadiseyi Cenâb-ı Hakk çözmekle beraber, seni sevk edecektir. Cenâb-ı Hakk, sen “çöz” dediğin an çözmüştür işi! Ondan sonra içine bir sıkıntı düşecek…

Ben kalkayım, Mehmet Bey’e bir gideyim… Niye? Mehmet Bey’le bir başka mesele vardı, onu konuşayım… Gideceksin, Mehmet Bey ile konuşurken, nasılsın filan derken sana bir şey söyleyecek ve mesele çözülecek…


Alıntı: Rabbini nasıl bilirsin?