Alâk Sırrı
“Alak” kelimesi etimolojik yapısı itibariyle iki manaya gelmektedir.
Konu
“Alak” kelimesi etimolojik yapısı itibariyle iki manaya gelmektedir.
Ve nihayet ilim, ayaklarımız altındaki dünyanın ve ondaki akıl almaz güzelliğin farkına vardı. Ve her zerrenin bir âlem kadar sanatlı olduğunu anladı.
Evet, bizler yere basarken sırlarla dolu bir dünyanın muhteşem orkestra salonlarını çiğniyoruz.
Efendimizin yalan konusundaki bu titizliği bütün çağlara örnek olan bir ahlâk meşalesidir.
Günümüzde şeytan, nefisler perdesinde öylesine yaygın senaryolar üretiyor ki yalan âdeta hayatın bir parçası haline gelmiş.
Herkes kendisini evliya veya peygamber vekili ilan edebilir. Ama infak etmediklerini ortaya çıkarırsanız sahteliklerini yüzlerine vurabilirsiniz.
Özellikle evreni merak etmek, yaratılışı merak etmek, nasıl yaratıldığını merak etmek ve evrende, bu sonsuz mekânda kendinin yerini düşünmek insanın vazgeçilmez bir tutkusu. Bu tutku, bu kadar uzak mesafelerdeki bilmediğiniz bu dünyalarda varlıklar var mıdır yok mudur? Bir ön yargıyla söyleyebiliriz ki insana has bir tutku.
Oruçla Tedavi Merkezlerini görecek olsanız bu ülkelerin din değiştirip İslamiyet’i seçtiğini sanırsınız.
Hz. Hüseyin Efendimiz, mübarek canını arkamdan müminler yas tutsun diye feda etmedi.
Uzun yıllar İslamiyet’in sonsuz hikmetlerle süslü binasını anlayamamakta sanki ısrar etmişizdir. Fahr-i Kâinat Efendimizin yeryüzüne teşrif ettiği yıllarda gerek Hıristiyan âlimleri gerekse Yahudi âlimleri, ısrarla Efendimizin müstesna nesebini aramışlardır.
Niçin bir kelebek evrimin son temsilcisi değildir? Diğer mahlûklar ondan daha mı güzeldir? Bazı şeyler vardır ki kavranması ve tarifi fevkalâde güçtür ama herkes bunu tanıdığını, bildiğini sanır. Bunlardan bir tanesi, belki de en mühimi ilimdir.
“Marif” aynı zamanda, insan şahsiyet ve kompleksinde yeni bir hayat yaratmıştır. Bu yeni hayatın mümessili olan “marifet” sırrına «mana çocuğu» (Veled-i Mana) denir.