dediğimiz olay hangi devirde olursa olsun, arzın bütün maddesel ilgilerini kaybedip, yok olacağı ve insanoğlunun topluca dirileceği bir gündür. Böyle bir günün varlığını, yani kıyameti iki unsurdan farklı mütalaa etmek zorundayız.


Nurbaki’yi Takip et


Kıyamet Gününde İnsanlar

KIYAMETİN MEYDANA GELMESİNDE İNSANLARIN BİR ROLÜ YOKTUR. Çünkü biliyorsunuz, fanteziler yazılıyor. harbi olursa kıyamet kopar, bir yıldızın kuyruğu değerse kıyamet kopar… Kesinlikle! Yüce Kitabımızın hükmüne göre kıyamet tamamen Cenab-ı Hakk’ın taht-ı tasarrufunda… Kulların, yıldızın, gezegenin filan hiçbir ilgisi olmadan, bizzat ‘ın kendi iradesiyle yok edeceği, bir değişikliğidir.



İNSANOĞLUNUN ZİHNİ “Peki, yok olacak ama nasıl olacak. Yani püf deyip, patlayacak mı? Yoksa kaynayacak mı, tebahhur (buharlaşma) mu edecek?” Şeklindeki düşüncelerini, Yüce Kitabımız bugünkü astrofiziğin özüne çok uygun bir şekilde açıklamıştır.

Bu açıklamaların ayrıntılarını anlatmadan evvel, kıyamet dediğimiz hadisenin dilimi içindeki parçalarını anlatmak istiyorum.

Sûr’a Üfürülüş ve Kıyametin Kopması

Kıyamet, bir öncesi anında “Sâika” dediğimiz öldürücü surun üflenmesiyle, yani öldürücü bir müziğin, sert bir çınlama sesinin varlığıyla başlayacaktır. Bütün canlılar ölecektir… Ondan sonra (o arada, bilmediğimiz zaman dilimi içerisinde geçen) “radife” dediğimiz, yine İsrafil’in üflediği bir surla yani yeni bir müzikle bütün canlılar dirilecektir.

İşte! Bu dirilme olayı “Allah’tandı, O’na döndü” diye tanımladığımız ruhun “emr alemi”nden tekrar bedene girmesi şeklindedir.

Demek ki kıyamet, insanların bir anda yok oluşuyla başlayacak!

İnsanların öldüğü anda arzın parçalanması, dağların uçması, denizlerin kaynaması yok. Bu anda bütün insanlar ölecek. İkinci (an mıdır, bir saniye midir, bir saat midir…) bir süre sonra “radife” dediğimiz diriltici müzikle, diriltici sesle ruhlar bedene girmiş ve dirilmiş olacaklar.

Kıyamet Günü Dünyanın Boyutları Yıkılacak

Ruhlar bedene girip de kabirden insanlar fırladığı an “Kıyametin başlamış zeminine” intikal edecekler.

Yani, ruhlar kabirden çıktıkları zaman yeni hayatları kıyamet seyriyle başlayacaktır.

Kıyametin tarzı, yani dünyanın ve çevresinin yıkılması, en azından etrafındaki yakın yıldızların yıkılması… Güneş’in, Ay’ın yıkıntıya uğramaları olayı tamamen astrofizik açısından boyutsal bir olaydır.

“Dünyanın boyutları yıkılacaktır.” Bu yıkıntılar sırasında insanlar dirilirken (mezarlarından çıkarken) yeni bir hayat tarzı ile çıkmış olacaklardır.



Yeryüzünü kitap sayfaları gibi açtık!

Yüce Kitabımızdaki kıyametle ilgili ayetlere ve astrofizik açıdan baktığımız zaman ilk gözümüze çarpan hadise “Cazibenin kalkmasıdır.”

Cazibe kalktığı için denizin suyu içerisindeki oksijenle hidrojenin arasındaki bağ kopacaktır. O bağ koptuğu için deniz suyu oksijenini ve hidrojenini ayrı ayrı kaynatmaya başlayacak… Ve alev alacaktır. Oksijenle hidrojen ayrı ayrı, yan yana gelirse alev alır. Alev alıp su olacak, sudan tekrar ayrılacak…

Devamlı olarak o denizler kaynayacaktır. Buradan cazibenin kaybolmasını anlıyoruz.

Şimdi daha başka ayetlerden de kıyametteki asıl fizik boyutlar olayının sistematiğini anlayacağız.

Zaten Yüce Kitabımızın en önemli yönü daha önceki dinlerde tarif edilmeyen, bütün ayrıntılarıyla ilahi hükmü, kıyameti tam olarak aydınlatmasıdır.

Kıyametin bu genel görünüşü içerisinde, acaba astrofizik açısından, fizik açısından nasıl bir olay düşündürür, diye bilim dünyası çok araştırma yaptı.

İslami motif açısından, motifi açısından boyutların yıkılmasını tanımlamaktadır. Çünkü yine bir ayeti kerimede:

Kıyamet Günü neler olacak?

“Nasıl ki bu yeryüzünü bir kitabın sayfaları gibi açtık, onları tekrar bir kitabın sayfaları gibi kapatacağız” [Enbiya, 104]

Buyrulmaktadır ki, bu doğrudan doğruya boyutların var olması, yok olması hadisesidir.

Tabii deyince insanın kavraması zor bir konu ortaya geliyor. Kısaca özetlemek istiyorum:



“Boyut dediğimiz hadise: boy, en, derinlik gibi bir takım mesafeler… Ve bunların içerisinde bir de zaman” vardır. Çünkü zamanın da artık bir boyut olduğu kesin olarak bilinmektedir. Zamanın boyut olduğu keyfiyeti çok evvel Horosanlı Cabir isimli ünlü Türk çisi tarafından söylendiği halde kimse üzerinde durmamış. Zamanın boyut olduğu Einstein tarafından anlaşılmıştır.

Demek ki; boyutlar, deyince zaman ve mesafe gelir akla. O halde;

Cenab-ı Hakk: “Zaman ve mesafeleri düreceğim,” demektedir.

Zaman ve mesafelerin dürülmesi; cazibenin ortadan kalkmasıyla başlar. İşte, cazibe ortadan kalktığı zaman denizlerdeki moleküllerin, hidrojenin, oksijenin ayrılıp, tekrar birleşip yanması; dağların cazibesini kaybettiği için havaya bir hallaç pamuğu gibi atılması, her şeyin yerle bir olması gibi bir takım keyfiyetlerin meydana gelmesi otomatikman diziliyor…

İçerik no: 6393


Yukarıda yer alan metnin tamamı Dr. Haluk Nurbaki‘nin youtube kanalındaki “Kıyamet” başlıklı Radyo Programından alıntıdır. İzlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=gCwNOPmeIu8