Allah Fâhr-i Kâinat Efendimize ilâhi bir nimet vermiş: Aman kapısı... “Aman” demekteki zaafımız dolayısıyla hem dünyaya hem ukbaya ait çıkmaz sokaklarda kalırız.
Mânânın zaman ötesi mekânlarında Hz. Muhsin Efendimizin sevgi ve ilgisini ihlâsla yürütebilenler nefsin takacağı çelmelerden uzak, süratle ilahi sevdanın rüzgârının çektiği ufuklara koşar dururlar.
Resul-i Ekrem Efendimiz diyor ki “Allah’a şirk hariç bütün günahları, bayram sabahı alır, sildirir hepsini” diyor. Bu, Ramazan'ın rahmetinin bir bitiş cereyanıdır.
Abdest alma bu manevi operasyonu, gönlün ruha dolaşım getirmesini tıpkı maddi dolaşımda olduğu gibi canlandırır. Cenabıhak bir mümin her abdest aldığında...
Cenâb-ı Hak, Ahlâk-ı Muhammedî modelini mü’min’lerin nefs lerini ıslah etmek şartıyla kulluğunu bilecek şekilde yaratmıştır. Çünkü “Âmener-Resûlü”de bildirdiği gibi kullarına hiçbir zaman kaldıramayacakları yükü yüklememiştir.
Dedi ki: “Dinleyin bir dakika! Bu adamlar sizden maddi - manevi bir menfaat talep ettiler mi?" Etmediler! "O halde, doğru söylüyorlar.”Bu, “Kur’an’ın bizlere de verdiği bir şifredir”.