Cenab-ı Hakk’ın bir âyet-i kerimesinde diyor ki [zımnen] “Siz gönlünüzü üç kuruşluk menfaate sattınız.” 1 Bundan daha manyakça bir ticaret olamaz diyor. Çünkü “sattınız, geri dönerken yolda çukura düşüp öleceksiniz.” Daha memleketinize varmadan üç kuruşluk menfaati; “Gönül neymiş?” dediniz, “Duygu neymiş, ben maddeye bakarım, paraya bakarım” dediniz… “Mahvettiniz” diyor.
Nurbaki’yi Takip et
İşte! Aklı, mantığı, zekâyı… Her şeyi getirip yerli yerine oturacaksınız. Oturacaksınız ama ışığı mutlaka gönül tutacak. Sûre-i Yusuf’un en can alıcı hikmetlerinden birisi budur. Bakınız hapishaneden çıktı. Geldi saraya oturdu. Eğer Yusuf saraya oturmasaydı, Mısır da diğer Ortadoğu ülkeleri gibi kıtlıktan perişan olup, yok olup gidecekti. Ama o ne yaptı? Sarayına Yusuf’u oturttu.
Dünyada devamlı bir kıtlık vardır.
Manevi kıtlık. Dünyada devamlı manevi bir kıtlık vardır. Bunun sebebi de, nasıl ki hava kirlenmesi varsa (Biliyorsunuz, herkes riayet etmiyor. Kötü kömür yakıyor. Egzozundan duman çıkıyor filan oluyor. Hele bir de birkaç tane manyak lider çıkıyor. Milletleri birbiri ile harp ettiriyor. Bütün havayı perişan ediyor. Hava kirlenmesinin asıl sebepleri bunlar.)… Nasıl hava maddeten kirlenirse manen de kirlenir. Hava manen kirlendiği için otomatikman manevi bir kıtlık doğar.
Bir mahallede bin kişi oturuyorsa, bin kişinin dokuz yüzü de Allah demiyorsa oraya ne melek uğrar ne hayır gelir. Bundan dolayı insanların üzerinde bir kasvet vardır. “Üff be, içim sıkılıyor. Amma can sıkıntısı, sanki sıcaktan terleyecekmiş gibi…” Değil. Alakası yok! Bu bir manevi kasvettir.
Bu manevi kasvetin çaresi Ezan-ı Muhammedi’dir. Hatırınızda olsun!
İç bunalımına girerseniz
Günün birinde bir yerde çok sıkılırsanız, iç bunalımına girerseniz hafif sesle bir Ezan-ı Muhammedi’yi okuyunuz. Kasvetlerin, manevi hava kirliliğinin tek ilacı Ezan-ı Muhammedi’dir.
Niye böyle? Böyle! Allah böyle yaratmış. İşte bu manevi hava kirlenmesi olduğu için devamlı manevi kıtlık vardır. Bu devamlı manevi kıtlığın da çaresi Sûre-i Yusuf’ta Allah’ın gösterdiği istikamettir. Diyor ki Allah “Günün birinde gönlünüzde yedi başak açtıracağım.” Mısır Sultanının rüyasıdır çünkü. “Yedi yeşil başak açtıracağım” diyor. O yedi yeşil başak Fâtiha’dır.
Çünkü Fâtiha’yı Cenab-ı Hak Sûre-i Hicr’de tarif ederken “Ve le kad ateynake seb’an minel mesani vel kur’anel azim.”2 “Ben sana hem Kuran‘ı verdim hem yedi tane iç içe açılan inci verdim” diye Fâtiha’yı kastetmektedir.
Sultanın rüyasındaki yedi başaktan kasıt Fâtiha’dır. O Fâtiha’nın sırrı içinde, günün birinde ben sizi düzlüğe çıkaracağım, diyor Allah. Kıtlık yani kasvet, meskenet gibi sıkıntılardan müteessir olmayınız! Müteessir olmayınız ama “müteessir olmayınızla” kalmayınız. Gönül ışığına rağbet ediniz. Eğer gönül fenerini söndürürseniz yazık olur, diyor.
İçerik no: 5350
Kaynak: Yusuf Suresi Yorumu
Dipnot